16 Aralık 2015 Çarşamba

İZMİT

İzmit, Türkiye'nin Kocaeli ilinin bir ilçesi. İzmit Körfezi'nin doğu kıyısında, Marmara Bölgesi'nin Çatalca-Kocaeli bölümünde yer almaktadır. Aynı zamanda şehrin tarihî merkezi de olan İzmit, 22.03.2008 tarih ve 5747 Sayılı Kanuna göre tüzel kişilikleri kaldırılan Kuruçeşme, Bekirpaşa, Alikahya ve Akmeşe ilk kademe belediyelerinin Saraybahçe İlk Kademe Belediyesine katılması ve bu belediyenin adının İzmit olarak değiştirilmesiyle kurulup Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin idaresi altına alınmıştır.İzmit kelimesi etimolojik ve tarihsel kullanılışıyla Nikomedia'dan kaynaklanmıştır. Nikomedia adı şehre orada egemen olan Bitinya Kralı Nikomedes dolayısıyla verilmiştir. Şehrin ismi olan Nikomedia zaman içerisinde, önce İznikomid, Osmanlılardan sonra İznikmid ve çok daha sonraysa İzmid şeklinde evrilerek, 1928 sonrası Latin harflerine geçilmesiyle bugünkü şeklini almıştır.İzmit, Kocaeli ili Büyükşehir olmadan önce Kocaeli Belediyesi altında hizmet görüyordu. Ancak Kocaeli'nin büyükşehir olmasıyla İzmit önce 4 sonra Akmeşe'nin de belediye olmasıyla 5 ilk kademe belediyesine ayrıldı. 2009 yılından sonra bu belediyelerin Saraybahçe Belediyesi'ne katılmasıyla İzmit Belediyesi adı altında hizmet görmeye başladı. İzmit, İzmit Körfezi'nin doğu ucuna yakın bir kıyı kentidir. Asya ile Avrupa arasındaki en önemli geçiş yollarının birinin üzerinde kurulmuştur. İzmit, Asya ve Avrupa'yı birbirine bağlayan Marmara Denizi'nin ve Marmara Bölgesi'nin doğusunda yer alan bir şehirdir. Kuzeyinde Kandıra, doğusunda Adapazarı, güneyinde Kartepe ile Başiskele, güneybatısında İzmit Körfezi ve batı yönünde Derince yer almaktadır. Kara, demir, deniz ve hava yolları ile Türkiye'nin en önemli geçiş noktalarından biri sayılabilir. Türkiye saati (UTC+2) için esas kabul edilen 30° doğu boylamı İzmit'in doğusundan geçer. Jeolojik ve coğrafi yapı açısından 40°-41° kuzey paralelleri ile 29-31° doğu meridyenleri arasında bulunmaktadır. İzmit'in yüzölçümü; belediye sınırı olarak 18,71 km², mücavir alan olarak 39,33 km² olmak üzere toplam 58,04 km²;´dir. İzmit'in dağları ormanlarla örtülüdür. Bitki örtüsü hem Akdeniz hem de Karadeniz bölgesi özelliği taşır. Deniz ulaşımı açısından ülkenin en yoğun merkezlerinden biridir. İzmit 1. dereceden deprem bölgesinde yer almaktadır. İzmit'in ikliminin, Akdeniz iklimi ile Karadeniz iklimi arasında bir geçiş oluşturduğu söylenebilir. İzmit'te yazları sıcak, az yağışlı; kışları ise yağışlı, genellikle ılık geçer. Toprağın karla örtülü kalması 10 günü geçmez. Yazın İzmit Körfez kıyılarında bunaltan sıcaklar yaşanmaktadır. İzmit'te şimdiye dek ölçülmüş yüksek hava sıcaklığı 41,6 °C derece (11 Ağustos 1970), en düşük hava sıcaklığı -8,7 °C derece (4 Şubat 1960). İzmit'in yıllık ortalama sıcaklığı ise 14,8 °C derecedir. İzmit'te yıllık yağış miktarı bölgelere göre değişiklik göstererek 768–1153 mm arasındadır. İzmit'te yeller kışları kuzey ile kuzeydoğudan, yazları ise yalnızca kuzeydoğudan eser.İzmit nüfusu 2014 yılı sonu itibari ile 338.710'dur. 170.593 kadın, 168.117 erkek İzmit nüfusuna kayıtlıdır.İzmit'te Cumhuriyetin ilanından sonra büyük bir sanayileşme başlamıştır. Kentte sanayi etkinlikleri her zaman ülke ortalamasını aşmıştır. İlçe sınırlarında 4 adet fabrika ve 5 adet toplu sanayi sitesi vardır. İzmit'te değişik günlerde olmak üzere 20 adet semt pazarı kurulmaktadır. İzmit ilçesinde 22 değişik bankanın toplam 63 şubesi bulunmaktadır. En çok şubesi bulunan banka 8 bankayla İşbank'tır.İzmit, karayolu ile Başiskele'ye 7, Kartepe'ye 7, Derince'ye 13, Gölcük'e 16, Körfez'e 20, Karamürsel'e 35, Dilovası'na 41, Kandıra'ya 41, Gebze'ye 51, Darıca'ya 58, Çayırova'ya 59; Sakarya'ya 37, Yalova'ya 65, İstanbul'a 111, Bursa'ya 132, Ankara'ya 342, İzmir'e 453, Antalya'ya 607 kilometre uzaklıktadır. İzmit, birçok karayolunun kesiştiği noktada bulunur.Ayrıca deniz trafiği çok fazladır.

29 Ekim 2015 Perşembe

Osmanlı Padişahları ve Bilinmeyenler

  
- Yemeklerini tek başına yeme geleneğini saraya ilk getiren padişah FATİH SULTAN MEHMET'tir. 
- Çok okumaktan gözleri bozulduğu için mercek kullanan ilk padişah YAVUZ SULTAN SELİM'dir.

- Son anketlere göre akla gelen ilk padişah FATİH SULTAN MEHMET'tir. Özel bir kütüphanesi olduğu bilinen ilk padişah 1. MURAD'dır.

- Yaklaşık 3 yıl süren saltanatında İstanbul'da 7 büyük yangın çıktığı için "Yangınlar Padişahı" olarak anılan padişah 3.OSMAN'dır.

- 8 yıllık saltanatına 80 yıllık iş sığdırmış padişah olarak görülen YAVUZ SULTAN SELİM'dir.

- Osmanlı padişahlarında halifelik ünvanını ilk alan padişah  YAVUZ SULTAN SELİM'dir.

- Tütün, içki,afyon gibi yasaklar getirmesiyle bilinen padişah 4.MURAD'dır.

- Fetret Devri'nin sona ermesini sağlayan, bu nedenle Osmanlı Devleti'nin 2.kurucusu olarak bilinen padişah ÇELEBİ MEHMET'tir.

- İstanbul'u ilk kuşatan padişah YILDIRIM BEYAZIT'tır.

- Ava olan düşkünlüğünden dolayı avcı lakabını alan padişah 4.MEHMED'dir.

- Şiddet kullanarak da olsa ülkede huzur ve asayişi sağlayan padişah 4.MEHMED'dir.

- "Zevk, sefa ve rahatı kendimize haram eylemişizdir" sözüyle meşhur olan padişah 2.MUSTAFA'dır.

- Sarayda cariyelerle karşılaşmamak  ayağına demir ökçe taktıran padişah 3.OSMAN'dır. Demir ökçelerin çıkardığı sesi duyan cariyeler oradan uzaklaşırlardı. 

- İyiliğiyle anılan padişah 1. ABDÜLHAMİT'tir.

- Yunan Seferi'nde hazinede yeteri kadar para bulunmadığı için şahsi servetinden masrafları karşılayan padişah 2.ABDÜLHAMİT'tir.

- Kendisi için suikast planları yapan kişileri bile affetmesiyle bilinen bağışlayıcı padişah 2.ABDÜLHAMİT'tir.

- Bir sefer sırasında ordusuyla üzüm bağlarının içinden geçerken bir asker bir salkım üzüm yemiş, parasını da asmanın dalına bırakmış ama o askeri ordudan uzaklaştıran ve "Kursağında haram lokma bulunan askerle zafer kazanılmaz." diyen padişah KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN'dır.

8 Ekim 2015 Perşembe

Kur'an Ahlakından Uzak Yaşayan Toplumlar

İnsanların Kuran’ı okumadıkları ve Allah’ın emir ve yasaklarından habersiz oldukları gerçeğine her gün biraz daha şahit olmaktayız. Kuran’da tavsiye edilen güzel ahlak ve imandan uzak yaşayan insanların oluşturduğu toplumlarda hırsızlık, dolandırıcılık, fuhuş, uyuşturucu, cinayet, zina ve pek çok suç ve eylemler yaygın halde görülmektedir. Allah korkusu olmayan insanların şeytanın telkiniyle hareket etmesi sonucunda ortaya çıkan bu vahim tablonun, son yıllarda oldukça tehlikeli boyutlara ulaştığını görmekteyiz.

İnsanlara empoze edilmeye çalışılan ‘anı yaşa’ telkinleriyle ve ‘hümanist’ felsefelerle yalnızca dünya zevkleri için yaşamak gerektiği düşüncesi yaygınlaşmış, bunun sonucunda da insanlar Allah korkusundan ve ahiret inancından uzaklaşıp gaflet içinde yaşamaya başlamışlardır.

Allah’ın razı olacağı bir hayat yaşamaktan ziyade nefisinin bencil tutkularının peşinden giden insan, dünyanın bütün zevklerini sonuna kadar yaşamayı hedefler. Bu yolda da her şeyi yapabilecek bir ruh yapısına sahip olur. Mantık çizgisinden ayrılan bu insanlar sadece duygularına göre hareket eder ve çoğu zaman yanlış kararlarla yanlış adımlar atarak tüm hayatlarını ve en önemlisi ahiretlerini tehlikeye sokarlar.

‘Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara 'süslü ve çekici' kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah Katında olandır.’ (Ali İmran Suresi, 14)

Dünya hayatının bu derece çekici ve süslü görülmesi imtihanın bir gereğidir. Tüm bu güzelliklerden vazgeçerek sadece Allah rızası için yaşamak ve sonsuz cenneti arzulamak, duygularıyla değil aklıyla hareket eden insanlara özgü bir harekettir. Samimi olarak Allah korkusunu yaşayan insanların oluşturduğu toplumlarda daha mutlu ve huzurlu insanların yaşayacağı kesindir. Bu insanların oluşturduğu bir toplumda hırsızlık, dolandırıcılık, fuhuş, cinayet gibi suçların rahatlıkla işlenebilmesi de pek mümkün değildir.

Sonuç olarak din ahlakından uzak yaşayan toplumlarda görülen her türlü olumsuzlara karşı alınacak en güzel önlem Kuran ahlakının yaygınlaşmasıdır. 

Andolsun, Biz bu Kur'an'da çeşitli açıklamalar yaptık, öğüt alıp-düşünsünler diye. (İsra Suresi, 41)ayetinden de anlaşılacağı gibi güzel bir ahlaka sahip olmanın yolu Kuran’ı okuyup üzerinde düşünmek ve öğüt almakla mümkündür.

Şeytan ise, bitmek bilmeyen telkinleriyle insanları bu yoldan uzaklaştırıp günaha sürüklemeye devam edecektir. İnsanların şeytana karşı son derece uyanık olmaları ve önlem olarak da Allah’ı çokça zikretmeleri gerekmektedir.

(Allah'tan) Sakınanlara şeytandan bir vesvese eriştiğinde (önce) iyice düşünürler (Allah'ı zikredip-anarlar), sonra hemen bakarsın ki görüp bilmişlerdir. (Araf Suresi, 201)